Ben diğer çocuklar için buradayım…
Buradayım, çünkü önemsiyorum…
Buradayım, çünkü her yerde çocuklar ızdırap çekiyor… Çünkü 40 bin
insan her gün açlıktan ölüyor…
Buradayım,
çünkü o insanların çoğu çocuklardan oluşuyor!
Anlamalıyız ki yoksul insanlar her yanımızda ve biz onları görmezlikten geliyoruz!
Anlamalıyız ki yoksul insanlar her yanımızda ve biz onları görmezlikten geliyoruz!
Anlamalıyız
ki bu ölümler önlenebilir!
Anlamalıyız
ki üçüncü dünya ülkelerindeki insanlar da tıpkı bizim gibi düşünür,
endişelenir, güler ve ağlar!
Anlamalıyız
ki onlar bizim rüyalarımızı görüyor, biz de onların rüyalarını!
Anlamalıyız
ki onlar biz, biz de onlar!
Benim rüyam,
2000 yılına kadar açlığı bitirebilmek...
Benim rüyam,
yoksul insanlara bir şans verebilmek…
Benim rüyam,
her gün ölen 40 bin insanı kurtarabilmek…
Eğer hepimiz
geleceğe bakıp, oradaki parlayan ışığı görebilirsek, benim rüyam
geçekleşebilir…
Eğer açlığı
görmezlikten gelirsek, o ışık sönecek...
Eğer hepimiz
yardımlaşır ve beraber çalışırsak, o ışık yarının umuduyla büyüyecek ve özgürce
parlayacak…
Yukarıdaki konuşma bundan
tam 28 yıl önce, 10 yaşındaki bir
ilkokul öğrencisi tarafından yapılmış bir konuşma… Rachel Corrie tarafından yapılmış
bir konuşma… Yıl 2003… Takvimler Mart
ayının 16’sını gösterirken Gazze’nin güneyindeki Refah şehrinde, İsrailli
askerin buldozerinin altında kalarak can veren Rachel Corrie’nin ölümünün 14. yıldönümüydü
2 gün önce...
Rachel Corrie, 10 Nisan 1979
tarihinde Amerika’nın Washington eyaletinin Olympia şehrinde Craig-Cindy Corrie
çiftinin üçüncü çocuğu olarak dünyaya gelir.
10 yaşındaki konuşmasını göz
önünde bulundurduğumuzda Rachel, akranlarından farklı bir çocuktur. Empati yeteneği, sorumluluk
bilinci gelişmiştir. Olympia’daki Capital
Lisesinden mezun olduktan sonra özgürlükçü bir sanat üniversitesi olan Evergreen Devlet Üniversitesine devam eder. Evergreen Üniversitesinin
öğretim politikası, öğrencilerinin not sistemine dayalı bir öğretim
programından çok, öğrencilere belli bir misyon ve kimlik kazandıracak öğretim
programları uygulayan, bunları da hayatın içinde aktivite eden bir
üniversitedir. Rachel, üniversiteye devam
ederken Olympialılar İçin Barış ve Dayanışma isimli bir grupta gönüllü olarak
yer alır. Zihinsel hastalıkları olan
hastalara yardım eder, çeşitli yardım faaliyetlerinde bulunur. Üniversite son sınıfta 23
yaşındayken, Filistin davasına yardım amaçlı, Filistin liderliğinde şiddetsiz
protestoya dayalı bir hareket olarak kurulan Uluslararası Dayanışma Hareketine(International Solidarity Movement) katılır. Olympia ve Refah’ın “kardeş
şehir” olması programını önerir, Olympia‘da yaşayan çocuklar ile Refah’ta
yaşayan çocuklar arasında bir “mektup arkadaşlığı” projesini organize eder. Uluslararası Dayanışma
Hareketi’nin protestolarına katılmak için Filistin’e gider. Vardığı geceyi Doğu Kudüs’te
geçirir… Batı Şeria’ya geçer… Orada Uluslararası Dayanışma Hareketi’nin
merkezinde şiddetsiz eylem pratikleri ve İsrail güçleriyle nasıl iletişim
kurulacağına dair eğitim alır. Geldiği günden 5 gün sonra Amerikalı arkadaşıyla
Gazze Şeridi’ne gider... Geceyi Block J denilen yerde çadır kurarak geçirirler.
Filistin sakinlerini ve İsrail askerlerini görebilecek şekilde konuşlanırlar. İsrailli keskin nişancıların hedefi olmamak için
çadırlarına uluslararası kişiler olduklarını gösteren bir flama asarlar… Sonra
çadırlarının yakınına İsrail askerleri ateş açar. Varlıklarının İsrail
askerlerini provoke ettiğini düşünürler ve orayı terk ederler.
Ölümünden tam 47 gün
öncedir… İkinci
İntifada yaşanıyordur… Rachel,
acımasız bir savaşın tam ortasındadır ve bunu bilerek gitmiştir Refah’a…
Vicdanı, insanlığı rotadır ona… İsrail,
askeri amaçlı bir strateji kılıfında, Refah’taki binlerce evi yıkıyor, binlerce
insanı yersiz yurtsuz bırakıyordur... Su kuyularını yerle bir ediyor, insanları
açlığa, susuzluğa mahkûm ediyordur… Bu sırada Rachel, su
kuyularının tamirinde, gündelik yaşamdaki bir takım temel ihtiyaçların
karşılanmasında insanlara yardım ediyordur. Günlerden 16 Mart’tır… Rachel, eczacı
arkadaşı Samir Nasrallah'ın ailesinin evini yıkmaya çalışan İsrail buldozerinin
karşısına dikilir… Üzerinde varlığını belli edecek fosforlu, turuncu renkli bir
ceket ve elinde de megafon vardır. İkna
etmeye çalışıyordur askeri… Asker ilerler ve buldozeriyle ezer Rachel’ı… Rachel
yaşamını feci bir şeklide kaybeder… O dönemde verdiği bir
röportajda; “İnsanların yaşama kabiliyetlerinin
sistematik bir şekilde yıkılmasına şahitlik ediyormuşum gibi hissediyorum.
İnsanlarla akşam yemeğine oturuyorum ve bazen şunun farkına varıyorum: Kocaman
bir askeri makine bizi kuşatmış ve bu makine, birlikte yemek yediğim insanları
öldürmeye çalışıyor” der... Bazı insanlar dünyaya bir amaç için gelirler ve onların bir misyonları
vardır tamamlayacak… Bayrak gibidir bu insanlar… Yeryüzü ülkesini, yeryüzü
ülkesindeki canlıları simgelerler… İnsanlık için, insanlık hasletleri için
canlarını siper ederler insanlık düşmanlarına... Daha 10 yaşındayken; "benim rüyam, 2000 yılına kadar dünyadaki açlığı bitirebilmek" diyen Rachel Corrie de işte böyle bir
insandır… Öyle ki Rachel, Gazze’de iken ülkesinin darmadağın
ettiği Irak için protesto eylemlerine katılır. Safı; yaşamdan, adaletten, kardeşlikten, barıştan
yanadır… Bunun için daha 23’ünde kıtadan kıtaya gelmiştir.
Yıl 2017… Rachel Corrie’nin
ölümünün üzerinden 14 yıl geçer… Bir şeyler değişmiş midir Ortadoğu’da?
Değişmiştir, evet… Daha çok petrol, daha çok kudret için yeryüzünü kemirenler
Irak’tan sonra Suriye’ye de gözünü dikmiş ve Suriye’yi de kemirmişlerdir. Daha
çok ölüm, daha çok kan ve gözyaşı vardır bugün Ortadoğu’da… Hasan Hüseyin Korkmazgil’in 52 yıl önce yazdığı “Kızılırmak”
şiirindeki dizeler yaşanmaya, daha da yaşanacağa devam ediyordur: “Sen ne cömert topraklarsın ey Ortadoğu/ Sen
ne çok soyulansın ve hiç uyanmıyansın.“ Ortadoğu, bir yandan her gün ölüme döllenirken, bir yandan da petrol
devi olarak anılan ülkeleriyle dünya zenginlerinin sofralarında ziyafet
veriyordur... 10’ar, 20’şer, 30’ar, 40’ar hatta 100’er 100’er
ölseler de bombalı patlamalarda, haber değeri yoktur Ortadoğu’daki yitip giden canların... Barış, adalet, insanlık için başka bir coğrafyadan,
başka bir milliyetten gelen koca yürekli kahramanların, Rachel’ların anlamı
çok, etkisi yoktur maalesef Ortadoğu’da… Ortadoğulu'nun kendi gücünün, bilincinin, farkına varana dek… Ortadoğulu uyanana dek...
Resim,
16 yaşındaki Filistinli Malak Mattar tarafından yapılmış... Malak, Gazze'de
bombaların altında yaşadığı günlerde dışarı çıkmanın güvenli olmaması
nedeniyle resim yapmaya başlamış... Yetenekli bu genç kız, 2014
yılından beri resim yapıyor... "Enerjimi resim yapmak için
harcıyorum" diyor. Yaptığı resimlerden biri de Rachel Corrie için...
Bilgi: Görseller internetten alıntıdır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder